Emitt, Uluslararası Doğu Akdeniz Turizm ve Seyehat Fuarı 30 Ocak- 2 Şubat 2014 tarihleri arasında TÜYAP Fuar alanında gerçekleşti. 70 ülke, 4,500 kuruluşun katıldığı fuara, her zaman ki gibi yoğun ilgi vardı.
Ben, yeni ev taşıdığım ve müthiş yorgun olduğum için maalesef tüm salonları dolaşamadım. Sadece 4-5 salonda gezdim. En fazla da illerin ve yerel ürünlerin olduğu 10. salonda vakit geçirdim.
Mardin standının karşısında Mardin ürünlerinin satıldığı güzel bir stand hazırlanmıştı. Orada, Agit Bey kahvesi içtim. İsim babası Agit Akdoğan tarafından sakız ve türlü baharat konularak hazırlanan kahveyi ikram da ediyorlardı. İçtim, kahveden öte değişik bir içecek olan karışımı her ihtimale karşı satın aldım! Bugün evdekilere pişirip içireceğim, bakalım beğenecekler mi? Agit Bey kurukahvecisinin ayrıca; Agit Kürt Kahvesi, Lübnan Adnan Kahvesi, Süryani Kahvesi, Dağ Kahvesi, Dibek Kahvesi, Mırra Kahvesi gibi farklı hazırlanış biçimleri ve aromalarıyla çeşitli kahveler i de bulunuyor.
Emitt fuarında Bitlisli harik yapımcısı Haydar Yılmaz’la tanışmak beni pek sevindirdi. Harik, Bitlis’e ait geleneksel bir ayakkabı çeşidi. Tümüyle elişi olarak imal edilen harikin bir çifti tam beş günde üretiliyor. Harikin ham maddesi ise keçi kılı ve kendirden oluşuyor.
Şimdi sözü, harik sanatçısı Haydar Yılmaz’a vereyim, size anlatsın, bu otantik ayakkabının nasıl üretildiğini...
“Ben 1997’den beri harik dikiyorum. Kültür Müdürlüğü bana atölye açtı, destek oldu. Genelde halk oyunları ekiplerine ve ayağı rahatsız olanlara yapıyoruz. Harik, romatizma ağrısını alıyor ve ayağı dinlendiriyor. Yazın serin, kışın ise sıcak tutuyor. Harik için gerekli malzemeyi köylerden temin edebiliyoruz. Kendir, uyuşturucu yapımında kullanıldığı için ekilmesi devlet kontrolünde gerçekleşiyor. Kastamonu’da yasal olarak ekildiği için oradan temin ediyoruz. Kendiri kirman benzeri bir el makinasında çevirerek ip haline getiriyoruz. Bir çift harikin sadece ipini yapmak bir günümü alıyor. Yine köylerden gelen keçi kılını keçe haline getirmek için çeşitli işlemlerden geçiriyoruz. Ayakkabının tabanını keçeden hazırladıktan sonra üst kısmını 5 şiş kullanarak patik şeklinde örüyoruz. Harikin patiğini örmek çok zahmetli, zira, kullanındığımız keçi kılından eğirilmiş yün, çok sert... Daha sonra ayakkabının tabanı ile ördüğümüz patiği birleştirip, dikiyoruz. Daha sonra, istenilen renkte üzerine nakış yapıyoruz. En son olarak da bağcıklarını keçi kılı ve yün ipi karışımlarından hazırlıyoruz. Bağları bittikten sonra ayakkabının içini ıslak bez veya gazete ile dolduruyoruz. 3 gün kurumaya bırakırız. Ayakkabı biraz şişer, sertleşir düzgün bir hale gelir.”
BEBKA/Bursa, Eskişehir, Bilecik Kalkınma Ajansı bünyesinde iki tane genç hanım, Bursa’nın dağ ilçelerinin tarihi ve kültürel mirası envanterini çıkarmaya karar verip, turizme açılmasını gerçekleştirmek istemişler. Emitt’e bir stand açmışlar, benim gibi meraklılara projelerini anlatıyorlar. Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesinden Araştırma Görevlileri Nur Deniz Ünsal ve Hazal Çıtakoğlu Orhaneli, Büyükorhan, Harmancık, Keles gibi pek de bilinmeyen Bursa ilçelerini tanıtmak ve farklı bir turizm çeşidi geliştirmek istiyorlar. Mustafa Şahin isimli arkadaşları, adı geçen ilçelerin kültür mirasını anlatan envanter kitabı hazırlamış, gayet faydalı... Bursa’nın Büyükorhan ilçesinde Delicenur isimli bir mağara varmış. İlginç fotoğraflar var. Mağarada duvar resimleri bulunuyormuş. Tabii ki, define arayanlar bu resimleri tahrip etmişler, ancak geriye kalanlar da görülmeye değermiş. Envanter kitabına bayıldım, Nur Deniz ve Hazal ile buluşup, Bursa’nın ismini duymadığım ilçelerine gitmeye karar verdim. Bravo kızlar! Büyük iş başarmışsınız...
Emitt’ten evin her türlü yiyecek ihtiyacını da temin edebiliyorsunuz. Onlardan birisi, Ayvalık’tan gelen zeytinyağı... Özgün diye bir firma var, ben yaptıkları her türlü ürünü çok beğeniyorum. Birkaç çeşit zeytinyağları var: taş baskı olanı, ekmek batırmak için ideal. Yuvarlama dedikleri, hazırlanış biçiminin ismini alan siyah zeytinleri hem az tuzlu, hem de pek nefis. Çizik yeşil zeytinleri ayrı lezzette... Zeytinyağından imal ettikleri şampuan ve duş jeli de çok başarılı ürünler.
Kars’tan gelen, gravyer peynirinin de tadı iyi idi. Aldığım ürünlerinin üzerinde isimleri yazmıyordu. İki kere isimlerini sordum, ikisinde de ne dediklerini duymadım, böylece hangi firma olduğunu bilemedim.
Gaziantep’ten pekmezden yapılmış tatlı sucuk gelmişti. Onlar da gayet başarılı.. Bu alışverişi eşim yaptı. Aynı firmadan kurutulmuş siyah üzüm de almış, beğendim...
Siirtli bir adam fıstık satıyordu, ben yağ oranı düşük, hemen hepsi çıtlak bu fıstık çeşidini sevdiğim için aldım, fena değil...
Hakan Erkul, Tarsus’lu değil, ama Tarsus aşığı genç bir insan... “Tarsus, Tarihin Başkenti” isimli güzel bir kitapçık hazırlamış. Fuardan çıkarken uğradığımız Tarsus standında bizi mest etti. Aman neler anlattı, meğer Tarsus’u hiç tanımıyormuşuz... Ona da söz verdik, eşimimin Tarsus Amerikan Kolejinden mezuniyetinin 50. Yılında Tarsus’a gidip, kendimizi Hakan Erkul’a emanet edip, bize ilçeyi öğretmesini isteyeceğiz.
Uzun vakit geçirdiğim standlardan birisi de Malatya idi... Malatyalılar pek güzel kitaplar hazırlamışlar. O konuda Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü İbrahim Kılıç ve Kültür Müdürü ile röportaj yaptım. Kitapları okuduktan sonra onu da yazarım.
2 Harik diken Haydar Yılmaz
5 Haydar, harikin tabanını nasıl yaptığını anlatıyor
6 Kendir
7 Kendirin bükülmüş hali ve büküm aleti
8 Çuvaldız ve kendirle işlenen ayakkabının tabanı
9 Keçi kılından üretilmiş keçi yünü
10 Ve... giyilmye hazır bir çift harik
13 Midas anıtı önünde orayı canlandıran Eskişehirliler
32 Fuardan başka bir görüntü
35 Batman standında yapma bebekler
37 Doğu Anadolu'da yaylada kurulan çadırlardan bir çeşidi...
40 Agit Bey kahvesini hazırlayan genç hanım.
Yazarın diğer yazıları: http://www.ayfertuzcuunsal.com/p/yazilari.html adresinde
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder