1 Ocak 2014 Çarşamba

Riva'da At ile tedavi

Sivil toplum örgütlerinin ne kadar önemli ve gerekli olduğunu geçen gün bir kez daha anladım. Ben, Lions Kulüp üyesiyim. Lions hayatım, Erol Karabay’ın beni Sarıgüllük Lions Kulübüne üye adayı olarak davet etmesiyle başladı.            


Sarıgüllük Lions Kulüp’de çok güzel arkadaşlıklar kurmuştuk ve onun ürünü iyi etkinlikler de yapmıştık. Ben, İstanbul’a gelince zorunlu olarak ayrıldım, Elmadağ Lions Kulübü üyesi oldum. Süre içerisinde Sarıgüllük Kulübü de kapandı, arkadaşlarım hala kendi aralarında toplanıp etkinlik yapıyorlar.
            Elmadağ Lions Kulübü, daha doğrusu  Lions 118-T bünyesinde bulunan kulüpler, yüzde doksanın üzerinde olmak üzere kadın üyelerden oluşuyor. Yaş ortalaması 65 gibi olan üyelerin birçoğu en az bir lisan biliyor ve aktif iş hayatı geçirdikten sonra emekli olmuş kimseler. Yine büyük çoğunluk 25 senelik Lions Kulübü üyesi. Yani, iş hayatında aktif olarak çalışırken de üye olmuş kişiler. Geçmişte de halen de çok güzel etkinliklere imza atmışlar. Bu etkinliklerden birisi, ekonomik durumu zayıf olan zihinsel engelli çocuklara at ile terapi yapılabilmesi için destek olmak. Şişli Belediyesinin de aktif olarak katıldığı bu etkinliğin bir seansına geçen hafta ben de katıldım. Çok hoşuma gittiği ve yararlı bulduğum için köşeme taşımaya karar verdim.
            Göllü Binicilik Riva’da dere kenarında yapılmış pek güzel bir çiftlik. Riva, İstanbul’un Anadolu yakasında Karadeniz’e kıyısı olan pek şirin bir köy. Şahane ormanlık alana ve iklime sahip olan Riva’da çeşitli at çiftlikleri, çiftlikler ve dinlenme tesisleri de bulunuyor.
            At ile tedavinin İngilizce literatürdeki ismi: Hippotherapy (Hipoterapi diye okunuyor). At yardımı ile tedavinin geçmişi tarih öncesine gitmesine rağmen, bir terapi adı olarak bugüne ulaşması 1960 lara dayanıyor. 1960 larda Avusturya, Almanya ve İsviçre’de psikoterapi ye ek olarak başlatılıyor. 1992 de Amerika’da AHA (Amerikan Hipoterapi Derneği) kurulup, tedavi şeklini disiplin altına alıp, kurallar koyuyor.
            Tedavi şeklinin başlatılabilmesi için önce atların eğitilmesi gerekiyor. Nitekim, Göllü Binicilikde de terapi konusunda eğitilmiş atlar ve onların bakıcıları vardı. Görüp, izlediğim kadarı ile zihinsel engelli çocuk, ata bindiğinde onun hareketleriyle fiziksel, duygusal ve sosyal olarak etkilenip, öğreniyor. Yani bir başka deyimle at, terapist olarak kullanılıp, zihinsel engellinin bazı duyguları bu şekilde kavraması sağlanıyor.
            Peki bu tedavi şeklinden kimler faydalanabilir? İşte size Göllü biniciliğin sayfasından derlediğim hastalık çeşitleri: Otizm, MS, inme, öğrenme bozuklukları, görme engelliler, psikolojik bozukluklara sahip hastalar, ortopedik hastalıklar, içe kapalılık, beyin yaralanmaları,beyin felci, Dawn sendromu, bazı omurilik hastalıkları olanlar,Cerebral Palsi (Ateoit tip hariç), Mental Retardasyon, Spina Bfida , Psikomotor gelişim gerilikleri, postur ve işitme engelliler, ile  eğitime gereksinim duyan çocuk ve yetişkinler.
            At, engelli bireyi nasıl tedavi eder? Yine Göllü biniciliğin sayfasına gidiyorum... “Atla terapi, atın ve binicilik becerilerinin fiziksel, psikolojik, fizyolojik, sosyolojik etkilerinden faydalanmaktır. Atın üç boyutlu ritmik hareketleri üstündeki binicinin kaslarını harekete geçirir ve binici içgüdüsel olarak denge kurmaya çalışır. Böylece vücudun çeşitli noktalarındaki kaslar çalışmaya başlar.
 Atla ilgili etkinlikler  fiziksel, zihinsel ve psikolojik uyumsuzluklar yaşayan engelliler için psiko-sosyal, duyusal, davranışsal gelişim ve fiziksel amacı taşımakla beraber engellinin seçtiği bu sporda becerilerinin geliştirilmesine de olanak sağlamaktadır. At, bu amaçlara ulaşılması konusunda kuvvetli bir motivasyon sağlayıcısıdır.
 Atın çok yönlü hareketi sayesinde kas ve gelişme hastalıkları, omurilik yaralanmaları, dawn sendromu, otizm, spastizm gibi çeşitli hastalıkların tedavisinde önemli rol oynamaktadır ve en önemlisi terapi gören binici tedaviyi oyun gibi algılaktadır.
            Atla temas da gergin kas gruplarının atın vücut ısı  ile gevşediği, atın ileri gitmesi, durması ve yön değiştirmesi ile sinir sisteminin uyarılarak duruş bozukluğunun azaldığı, hareketler ile dolaşımın hızlandığı, kasılmaların azalması, kişinin kendine güven duyması, insan dışı bir canlı ile bir şeyler paylaşma, onu kontrol edebilme gibi…
 Terapötik amaçlı at binme, psikolojik, duygusal, zihinsel ve sosyal alanlarda özel ihtiyaçları olan bireylere uygulanan at destekli bir aktivitedir. Bu aktivite çerçevesinde, diğer bir canlı ile kurulan ilişki ve ortaya çıkan özel bağ, terapi aracı olarak kullanılır.
 ·         Atı anlamak ve kontrol etmek için gerekli olan disiplin sorumluluk duygusunu tetikler ve binicide iş/görev konsantrasyonunu artırır.
·         Bağımsız olarak ata binmek ile bağlantılı olan özgürlük, binicinin kendine güven ve saygısının artmasına hizmet eder.
·         Atın ileri-geri, yukarı-aşağı ve yanlara dogru ritmik hareketleri binicinin sinir sistemini harekete geçirir, kişinin dilini daha iyi kullanmasini sağlar, planlama ve hareket kabiliyetini geliştirir.
·         Düzgün bir vücud duruşu kazandırır.
·         At bakımını öğrenir, hayvan ve doğa sevgisini aşılar.  
            Evet, hipoterapinin daha fazla faydaları da var, ancak ben burada bitireceğim. Bitirmeden şunu yazmak istiyorum:   atları, ona binen çocukları seyrederken, ata binmenin muhteşem bir spor olduğunu gözledim. Ata binmeyi bilmeyişimizin, atın hayatımızda olmayışının büyük eksiklik olduğunu düşündüm.             



Yazarın diğer yazıları: http://www.ayfertuzcuunsal.com/p/yazilari.html adresinde

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

WELAJANS Web sitesi çözümleri; Sizin de bir web siteniz olabilir. ->>> htt:// www.sitepaneli.net